Avrupa'da arıcılığın ekonomik yönü hakkında son derece sınırlı bilgi olmasına karşın küçük ölçekli arıcılığın ekonomik olmadığı görüşü oldukça yaygındır. Yine de arıcılık son derece yaygın bir şekilde uygulanmaktadır. Fiyat dalgalanmaları, pazara erişim, sahte ürünler, işgücü ve arıcılık için gereken diğer girdilerin getirdiği maliyet balarısı nüfusu üzerinde güçlü bir etkiye sahiptir. Arıcılık bunların yanı sıra küreselleşmeden de etkilenmekte ve bal üretimi giderek artan ölçüde Asya, Afrika ve Güney
Amerika'da yoğunlaşmaktadır. Özellikle Orta Avrupa'da balarısı kolonilerinin azaldığı bildirilmiştir. Ancak bu durum her yer için geçerli değildir, çünkü geçtiğimiz onyıllarda Akdeniz ülkelerinde artış gözlemlenmektedir. Medyada sık sık koloni kayıpları hakkında kaygı verici rakamlar verilmekte, ama çoğu durumda kayıpların karmaşık ve birden çok faktörü içeren nedenleri pek araştırılmamakta, kışı geçirmekte olan kolonilerin kaybına ilişkin olarak verilen rakamlar çoğunlukla yanıltıcı olmaktadır. Çoğu kez nedenler ve sonuçlar özellikle kovan arılarıyla ilişkili olduğu halde, genelde balarısı kolonilerindeki azalmanın tüm arı türlerini etkilediği sonucuna varılmaktadır. Kışı geçiren kolonilerdeki kayıplarda son onyılda artış eğilimi görülmesine rağmen bu rakamlar, geçmişte kaydedilen yıllık verilerden büyük bir farklılık göstermemektedir. Kolonilerde büyük kayıplar bildirildiğinde, Avrupa'dan gelen haberlerin çoğu varroa türlerindeki akarların yol açtığı, çoğunlukla virüslerin neden olduğu ikincil enfeksiyonlardan kaynaklanan ve Nosema türlerindeki parazitlerin yol açtığı kışlama kayıplarıyla ilgilidir. Şimdiye dek yürütülen çok faktörlü izleme projelerinin sonuçları, Avrupa'daki balarısı kolonilerinin zayıflamasındaki başlıca nedensel faktörün, Avrupa'da hemen her kovanlıkta bulunan Varroa türlerindeki zararlı asalak akarlar olduğunu düşündürmektedir.